Kayıtlar

Yine Yeniden!

Uzun zamandır yazmak gelmiyordu içimden. Kendi dünyama çekilmiş durumdayım. Düşünüyorum. Kendimi keşfetmeye koyuldum. Hayatı keşfetmeye koyuldum. Ne de güzelmiş diyorum bazen insanın kendini dışarıdan izleyebiliyor olması. Geçmişimi şöylece bir tekrarlıyorum zihnimde. Bu bana acı veriyor. Ama şu ana dönünce artık mutluluk duyuyorum. Ruhumdaki daralmaların bir bir söküldüğünü, kaybolduğunu farketmek bana mutluluk veriyor. En çokta enerji veriyor. Artık biraz daha kendimi kabul eder oldum kendimle barışır oldum öncesine göre. Bu kadarı bile harika bir duygu. Son zamanlarda yaşadığım telaşlı günler, ruhumun 'bedenimin gerisinde' kaldığını iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı. Bedenim adeta at gibi koşuyor ruhumsa nefes nefese kalmış halde ona yetişmeye çalışıyordu. Liseden sonra başlayan evlilik serüvenim, ardından bebeğimizi beklediğimiz zamanlarda okuluma canla başla devam etmeye çabalamam, ve o doğunca derslere onunla girmem, sınavlara onunla çalışmam, bir yandan kendimle

Düşünce Gücüyle Tedavi Kitabından Notlar

Resim
Louise Hay'in düşünce gücüyle tedavi isimli kitabını okudum ve benim bakış açımı epey etkiledi diyebilirim. Kitaptan kendime ilke edinmeye çalıştığım bazı notları burada paylaşmak istedim. Ben faydalandım belki başkasına da faydası dokunur. Neden olmasın? 1-Çocukluğumuzda hangi davranış kalıpları bize öğretiliyorsa bizlerde öyle düşünmeyi öyle olmayı öğreniyoruz. ama kitap bize bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor. ailelerimizi biz seçmiyoruz sanıyoruz ama aslında onları biz seçtiğimizi söylüyor yazar. "bu yaşamda üstünde çalışmak istediğimiz kalıpları bize yansıtabilecek en uygun anne babayı biz belirliyoruz.ama büyüdüğümüzde işaret parmağımızı onlara yönelterek suçluyoruz. 'benim böyle olmamın nedeni sizsiniz' diyerek. ama aslında onları seçen biziz. çünkü aşmamız gereken engeller için onlar mükemmel bir seçimdi. Ve tam da bu nokta benim aklıma Allah'ın Rab esması geliyor. Rab terbiye eden demekti. Bizi geliştirmek olgunlaştırmak isteyen bir Allah'ı

Kırıyorum Kabuklarımı!

  Keşifteyim.. İç dünyama doğru bir yolculuktayım. Şu aralar yaptığım tek şey okumak, araştırmak.. Kendimi arıyorum satır aralarında. Okuduğum her cümlede yüreğimin "işte bu!" demesini bekliyorum. Bu yolda öğrendiğim her bilgi beni çocukluğuma götürüyor. Bir daha yaşıyorum beni etkileyen şeyleri. Zihnim kendini yeniliyor sanki. Ya da yenilemeye çalışıyor.   Yolumu arıyorum işte. Bir şeyler rahatsız ediyor. Ruhum bir şeyleri reddediyor.. Bir şeylerin özlemini duyuyor.. Bende onu bulmaya çalışıyorum.   Ve uzun müddettir basamakları iniyordum. Elimde değildi. Çıkmak için güç bulamıyordum kendimde.. Yalnız hissediyordum. Mutsuz hissediyordum. Adım atacak halim yoktu. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Ve bu halimi kendime yakıştıramadığım için daha da daralıyordu ruhum.   Ama şu sıralar ruhumun çektiği bu sancılar artık filizlenmeye başladı. Bir tohumdum. Kabuğumu çatlatırken canım yanıyordu. Ama nihayet gideceğim yolu bulmaya başladığımı hissediyorum. Büyüyorum. Evet c

Uyku Eğitimi Deneyimlerimiz ve Stres

Resim
    Meryem 3 aylıkken onun uyku konusundaki sıkıntılarını not düşmüşüm buraya. Şimdi meryem 9 aylık ve o günleri unutmuşum bile ben. o aylarda ciddi manada yorucu günler yaşıyordum. Belkide öyle sanıyordum bilmiyorum :) sabrım yoktu henüz tüm günümü ona vermeye. çok çabuk sinirleniyordum çok çabuk ağlıyordum. oysa şimdi gün içinde toplasan 4 yada 5 saat uyuyor. yani günümün tamamı onun ve bu beni mutlu ediyor :) zaman onu büyütürken beni de büyütüyor sanırım.   Meryem'in o aylardaki uyku bozukluğu beni uzuun bi araştırmaya yöneltti. Uyusun diye saatlerce ayağımda sallıyordum ve yalnızca yarım saat uyuyup uyanıyordu. Nefes alacak vakit bulamıyordum. Uyku eğitimi yöntemlerini tek tek araştırdım kitaplarını okudum. Uykusunu etkileyen bir çok unsurun olduğunu farkettim. Sabah uyanma vakti, acıkma aralıkları, uykuya dalma yöntemi vs. gibi. Önce bunları düzene soktum. Sonra Tarcy Hogg un yatır-kaldır metodunu denemeye karar verdim. Ama buna başlamaya çok geç cesaret edebild

Bir Eğitimci Olarak; Anne

Resim
  Ülkemizdeki eğitim sistemimizin yanlışlarından rahatsız olmayan var mı bilmiyorum. Hep tek düze giden kendini geliştirmeye çalışmayan ve davranış eğitimi yerine bilgi yüklemesine ve ezbercilikten öteye gidemeyen üretemeyen ürettirmeyen, merak duygusunu körelten bir sistemimiz var malesef. İstisnalar elbetteki bulunmakta. Ama istisnalar genelin gidişatını değiştirmeye yetmemekte. Peki genelin gidişatı nasıl değişecek? Değişebilecek mi? .   Sadece inanılmaz bir şekilde bilgi yüklemesine odaklanılmış ve hayatla bağlantısı kurulmamış bir ders oldukça sıkıcı oluyor. Öğrenciler okul deyince kaçacak delik arayan tiplemelere dönüşüveriyor. Sonra eğlence denilince hemen orada biten ama ders denilince başını toprağın altına saklayan bir devekuşu gibi davranan öğrenciler meydana gelmeye başlıyor ve bu kez de "bu yeni nesil neden böyle, bizim zamanımızda böyle miydi" gibi yakınmalar çıkıyor ortaya. Yahu sen kendini eleştiriyor musun hiç?  Tek eleştirilmesi gereken tek suçlu öğr

Nefse Sesleniş

Resim
  İmtihanların nefse ağır gelmesi, insanı pes ettirmesinin sebebi neydi ki bu kadar çabuk yılgınlaşmaya başladık? İmtihanların amacını bilmeden bunu anlamak mümkün değil elbet.   Allah neden kulunu zorluklarla sınar ki? Onu yormak için mi? Cezalandırmak için mi? Sebep ne?    Sebep elbette ki Allah'ın insanoğlunu terbiye etmek istemesi. Yani onu geliştirmek onu değiştirmek, olgunlaştırmak. Tohumken filizlenmesini, olgunlaşıp meyve vermesini sağlamak istemesi. Duruma bu açıdan bakınca durup şöyle düşünmek gerekiyor aslında; Rabbim beni ne de çok seviyor..   Sevgi evet..   Unutma! Yaşadığın her şeyi Allah seni sevdiği için yaşıyorsun. Çünkü o seni cennetinde görmek istiyor. Senin olumsuz yönlerini törpülemeni, çürük yanlarını koparıp atmanı istiyor. Yaşadıklarınla seni terbiye etmek ve seni bir meyve gibi olgunlaştırmak istiyor. Olgunlaşmayan meyve acı kalır öyle değil mi? Ve bunları sana eziyet olsun diye mi yapıyor sence? Hayır. Seni çok sevdiği ve sana çok değer verdiği iç

Soru sor!

  Planladığın gibi gitmez bazen hayat. Evet..   Planladığın gibi gitmez bazen. Plan yaparsın inciğini cinciğini düşünürsün ama hesaplar tutmaz bazen. Engeller çıkıverir.   Beklemen gerekiyordur. Birşeyleri öğrenmeni istiyordur senin içini senden iyi bilen.   Sabretmeni istiyordur.   Seni değiştirmek istiyordur çünkü.   Değişime sabretmeni, kendini Ona bırakmanı istiyordur.   Yüzmeyi öğrenmek için kendini nasıl ki suya bırakman ve onun seni kaldıracağına güvenmen gerekiyorsa O'da kendisine güvenmeni istiyor senden. Kendini O'na teslim etmeni, onun terbiyesine eğitimine kendini bırakmanı istiyor.   Geliştirmek istiyor seni çünkü.   Yapbozun küçük bi parçasısın sen. Göremiyorsun ki yapbozun tamamında nasıl güzel bi resim var.   Sana uyumlu parçaları yanına yerleştirmek istiyorken Allah, sen karşı çıkıyorsun istemiyorum diyorsun. Neden böyle oldu neden bunları yaşıyorum diyorsun.   Neden diye sorarken cevabını gerçekten öğrenmek için sormayı dene bu kez.   Sor ba