Uyku Eğitimi Deneyimlerimiz ve Stres

 

 
Meryem 3 aylıkken onun uyku konusundaki sıkıntılarını not düşmüşüm buraya. Şimdi meryem 9 aylık ve o günleri unutmuşum bile ben. o aylarda ciddi manada yorucu günler yaşıyordum. Belkide öyle sanıyordum bilmiyorum :) sabrım yoktu henüz tüm günümü ona vermeye. çok çabuk sinirleniyordum çok çabuk ağlıyordum. oysa şimdi gün içinde toplasan 4 yada 5 saat uyuyor. yani günümün tamamı onun ve bu beni mutlu ediyor :) zaman onu büyütürken beni de büyütüyor sanırım.

  Meryem'in o aylardaki uyku bozukluğu beni uzuun bi araştırmaya yöneltti. Uyusun diye saatlerce ayağımda sallıyordum ve yalnızca yarım saat uyuyup uyanıyordu. Nefes alacak vakit bulamıyordum. Uyku eğitimi yöntemlerini tek tek araştırdım kitaplarını okudum. Uykusunu etkileyen bir çok unsurun olduğunu farkettim. Sabah uyanma vakti, acıkma aralıkları, uykuya dalma yöntemi vs. gibi. Önce bunları düzene soktum. Sonra Tarcy Hogg un yatır-kaldır metodunu denemeye karar verdim. Ama buna başlamaya çok geç cesaret edebildim. 6 aylıkken artık Meryem her türlü uyutma yöntemini reddetmeye başlamıştı. Ayağımda sallanarak uyumaya alışan çocuk onu sinir krizleri geçirerek reddediyordu. Bir sabah yine bu şekilde direnince hiç aklımda yokken plan yapmamışken denedim ve 15 dk da ağlamadan yatakta kendi kendine uyuya kaldı. İnanılmaz sevindim ve sallamayı tamamen bırakarak bu yöntemde devam ettim. Bir mucize gibi 6 dakikada uyuyan bir çocuğa sahip oldum. Tabi bu rüya 5 gün sürdü. Çünkü istikrarsız davranmama sebep olacak pek çok nedenim oldu. Kalabalık bir aileye sahip olmamızdan dolayı misafirlikler bitmek bilmedi. Bu yüzden de Meryem tam alışacağı sırada yeniden sallamaya başlamak zorunda kaldım. Bu da her iki uyutma şeklini de reddetmesine sebep oldu. Bu durum 15 20 gün sürdü. her seferinde 5 gün kendi uyuyup ertesi gün başka bi şeklide uyutmak onunda iyice direnç göstermesine neden oluyordu. Ama sonunda 1 ay gibi bir sürede yavaş yavaş öğrendi. Bunu da yapmak istemediğim şeyi tamamen kaldırmakla başardım. O uyumasa da sallamayı tamamen kestim. O da zamanla öğrendi. 
   
   Eğer isteseydim kendimi eve kapatır 1 haftada her şeyi öğretirdim ki öğrenmeye de çok yatkındı. Ama tek içime bir türlü sindiremediğim şey çocuğun yerine kendimi koymak yerine ona bir robot gibi davranmaktı. bunu bir türlü kabul etmedi vicdanım. kim ne derse desin onu öyle iç çeke çeke uyurken izlemeye dayanamıyordum. o ağladıkça bende ağlıyordum. Bir iki denemeden sonra başlarım böyle yönteme dedim ve yavrumu bağrıma bastım. 7,8 aya kadar bu kadar stresi hem kendime hem bebeğime yaşatan saçma bi uyku eğitimi değildi. BENDİM. Evet. Bunun hepsini ben yapmıştım ikimize. Uyumadığı zamanlar stresten elim ayağıma dolaşıyordu. Evden dışarı adım atarken karnıma kramplar giriyordu uyku vakti geldi diye. Ki oldukça da misafirliği ve gezmeyi seven bir aileyiz. Böyle bir gerçeği hayatımdan silip atmam imkansızdı. Okuduğum uyku eğitimi örneklerinde aileler nasıl oluyor da 9 dan sonra misafir kabul etmiyoruz diyebiliyor aklım almıyor. Gelmek isteyene gelme nasıl denir ki. Ve gitmek isteyince nasıl gitmeyeceksin. sonuç olarak çocuğumu robot olarak görmekten vazgeçtim. Ve onunda duyguları olduğunu hatırlamayı kendime görev bildim. 
  
  Burdan uyku eğitimine karşı olduğum anlaşılmasın. Sadece şu saatlarde kesinlikle uyuması lazım, uyumazsa uyuyana kadar uğraşmak lazım, mutlaka beşiğinde uyuması lazım diyen katı kurallara itiraz ediyorum. Ben Ne zamanki "o uyumayınca stres yapmiycam, uykusu gelince zaten uyur" u kendime ilke edindim işte o zaman hem onun hem de benim üstümüzden yük kalktı. Hala hiç sallamıyorum. Yatırıyorum, uyumak istemeyip kalkmaya çalışırsa, ağlarsa kaldırıp bir iki saat daha oynatıyor tekrar aynı yöntemle uyutuyorum ve maksimum 15 dakikada uyuyor. Ne ben geriliyorum ne de o. İkimizde böylece rahata kavuştuk. "Neden uyumak istemiyor" stresinden kurtuldum. Çocuğumun bilinçaltında benimle ilgili olumsuz duyguların oluşmaması için "streslenmeme" yöntemini uyguluyoruz. Stres yaptıkça sinirlenen ve hatta el kadar bebeye bağıran anne tipi ortaya çıkıyor. Hiç gerek yok. Evin huzuru sağlam kalmalı.

  Kimsenin uyguladığını eleştirmiyorum asla. Herkesin aile içi dinamikleri farklı. Fakat bir şey strese sebebiyet veriyorsa başka türlüsü denenmeli diye düşünüyorum. Aile içinde stres oluştukça evlilik olumsuz etkileniyor. Ailesinin yanına gelince huzura kavuşmuş gibi hissetmeli insan. Bunu yapacak olanda ne eş ne çocuk. "Sadece kendimiz başarabiliriz". İnsan kendini değiştirmeyince dünya değişse yine mutlu olamıyor ve mutlu edemiyor. Kalıplara sıkışmamak lazım. Nasıl huzurlu olacaksak öylesini yapmalı. Ve bebektir o anlamaz demek yerine onların bilinç altının en açık olduğu şu dönemde onlara en doğru şekilde yaklaşmalı. Belki bilinçli olarak yaptığınızı anlamıyor ya da olumlu/olumsuz tepki vermiyor olabilir. Ama yetişkinlikteki problemlerin çoğu bilinçaltımızdakiler yüzünden yaşanıyor.. Net.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Eğitimci Olarak; Anne

İSLAM VE İNSANLIĞIN GELECEĞİ

Yine Yeniden!